İnsanoğlu yeni şeyler öğrendikçe, evrene, hayata ve içindeki herşeye bakışı değişiyor. Tıpkı bilmediğiniz bir şifrenin bir anda deşifre olup anlamlı hale gelmesi gibi. Ben de embriyoloji alanında doktora yaparken, insanın tek bir hücreden, karmaşık yapıda bir canlıya dönüşmesi sürecine farklı bir gözle bakmaya başladım.
Bu yazıda, hep beraber kendi hayatlarımızın başlangıcına, anne karnındaki gelişimimizin ilk haftasına gidiyoruz. Bugün kesin olarak bilinen bir şey var ki; hepimiz, hayatlarımızın ilk otuz saatini tek hücreli bir canlı olarak geçirdik. Sonra iki hücre, sonra dört hücre, sekiz, on altı, otuz iki ve ikinin katları şeklinde ilerleyen bir süreç, evet; gebeliğin birinci haftasındayız.
Kadınlarda adet döngüsünün on dördüncü gününde ovaryumdan bir yumurta atılır. Yumurta atıldıktan sonra o günlerde ovaryuma çok yakın olan ve üzerinde tıpkı bir elin parmaklarına benzeyen çıkıntıları bulunan fimbrialar tarafından yumurta yakalanıp fallop tüpünün içine alınır. Yumurtanın ovaryumdan çıkıp fallop tüpü içindeki spermle buluşacağı nokta olan ampulla bölgesine gelmesi yaklaşık 25 dakika sürer. Yumurta bu aşamada 12-24 saat içerisinde spermle buluşursa fertilizasyon gerçekleşir. Burada spermler öyle ellerini kollarını sallayarak yumurtaya giremezler. Çünkü yumurta oldukça korunaklı bir yapıdadır. Spermlerin aşması gereken iki engel bulunur. İlki, yumurtayı çepeçevre saran ve onu koruyup kollamakla, beslemekle görevli hücre tabakası olan korona radiata hücreleri, ikincisi bu hücrelerin altında bulunan zarsı bir yapı olan zona pellusida. Bu iki yapıyı ilk geçen sperm yumurtanın zarına tutunup genetik materyalini aktarır. Bu aşamada ilginç bir şey olur. Yumurtanın içinden birtakım enzimler salgılanarak, etrafındaki zarı değişime uğratır ve artık başka bir sperm yumurtaya giremez. Bu olaya fizyolojik monospermi denir ve insanın gelişimi için olmazsa olmazdır. Sperm yumurtayla birleştiğinde artık yeni oluşan hücrenin adı zigottur.
23 kromozom anneden ve 23 kromozom da babadan gelerek 46 kromozomla, bir insanın ilk evresi oluşmuştur. Bu 46 kromozomdan iki tanesi cinsiyet kromozomu olarak isimlendirilir; bunlar X ve Y kromozomları. Bunlardan birisi yumurtadan gelir diğeri de spermden. Yumurtada her zaman X kromozomu bulunur. Spermde ise ya X ya da Y kromozomu vardır. Dolayısıyla bebeğin erkek mi, dişi mi olacağını belirleyen, spermin taşıdığı cinsiyet kromozomudur. Eğer sperm X kromozomu taşıyorsa, hem yumurta hem de sperm de X kromozomu olacağından cinsiyet dişi olur. Eğer sperm Y kromozomu taşıyorsa cinsiyet erkek olur. Peki cinsiyeti belirleyen asıl mekanizma nedir ? Cevap; Y kromozomunun kısa kolundaki bir gende gizli. Cinsiyet belirleyici bölge Y (SRY) geni. Bu genin bir ürünü olan testis belirleyici faktör varlığında erkek genital organları gelişir. Eğer gen yoksa dişi genital organlar gelişir.
Tekrar yolculuğa dönersek, zigot fertilizasyondan yaklaşık 30 saat sonra ikiye bölünür, bir yandan uterusa yani rahime doğru hareket ederken diğer yandan bölünmelerini sürdürür. Ertesi gün tekrar ikiye bölünür ve dört hücre olur. 4. günden sonra hücreler çoğalır ve artık sayılamayacak kadar artar. 5. gün, embriyo ilginç bir forma girer. Bakıldığında çevresel yerleşmiş bir hücre tabakası ve içinde boşluğun bir tarafına kümelenmiş başka bir grup hücrenin olduğu yeni bir şekil. Taşlı bir yüzüğü andırdığından bu haldeki embriyoya blastokist denir. Burada enteresan olan bir diğer husus, etrafta yerleşen hücreler, ilerde plasentayı oluşturacaktır. İçerideki hücre kitlesi ise insanı oluşturacak kısımdır.
Tüm bu yolculukta hücrelerin etrafındaki zona pellusida da sürece eşlik eder ve bölünen hücreleri içeride tutar. Ne zaman ki embriyo uterusa ulaşır, 5-6. gün civarı embriyo zonasından sıyrılıp artık doğuma kadar bekleyeceği yeni yuvasına tutunmaya başlar. Bu aşamaya da implantasyon adı verilir. Kadın genital sistemi birbiriyle o kadar uyumlu çalışan organlardan oluşur ki. Embriyonun tutunacağı uterus daha embriyo gelmeden hazırlanmaya başlar. Dokular kalınlaşır, kan damarları artar, içeriğinde besleyici sıvılar bulunan salgı bezleri oluşur. Hepsi, yeni gelen embriyonun en iyi şartlarda büyümesi ve gelişmesi içindir. Sonunda embriyo tutunmaya başladığında gebeliğin ilk haftası da sonlanır. Ancak henüz sürecin oldukça başındayız. Embriyonun önünde hala 39 haftalık bir serüven var. Organların tomurcuklarının oluşması açısından ilk 4 hafta oldukça kritik.
Şimdi kendinize ve etrafınızdakilere tekrar bakın, gözerinizi kapatıp tarih boyunca yaşamış ve bundan sonra gelecek insanları düşünün. Gerçekte birbirimizden ne kadar farklıyız ? Bizi diğerlerinden ayıran şeyler mi daha fazla yoksa benzeyen yönlerimiz mi ? Temel yapıtaşlarımız tamamen aynıyken bu kadar farklılık nereden kaynaklanıyor ? Bizleri araştırmaya iten şey merak duygusudur ve soru sormak öğrenmenin anahtarıdır. Merak duygumuzu kaybetmememiz dileğiyle…
Dr. Öğretim Üyesi Selim Demirtaş
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü
Kaynaklar:
SAĞLIK
2 gün önceGÜNDEM
5 gün önceSAĞLIK
7 gün önceGÜNDEM
7 gün önceMAGAZİN
10 gün önceARAŞTIRMA
11 gün önceBİRLİK VE ODALARDAN
12 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.