0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir devlet hastanesinde göz muayenesi olmak istiyorsanız, öncelikle sağlam bir sabır ve şans tılsımı edinmeniz gerekir. Çünkü bu iş, sadece basit bir randevu alma süreci değil; adeta bir mücadele. MHRS üzerinden haftalar öncesinden alınan randevular, doktorların iş yükü sebebiyle son anda iptal edilebiliyor. Randevu almayı başaranların bir kısmı ise muayeneye gelmiyor. Bir yanda sağlık sistemindeki plansızlık, diğer yanda bireysel sorumsuzluklar… Ve olan, yine gerçekten ihtiyacı olup da doktor yüzü göremeyen insanlara oluyor.

Sağlık hizmetleri, sistemin tüm aktörlerinin uyum içinde hareket etmesiyle işler. Fakat Türkiye’deki devlet hastanelerinde, özellikle de göz branşında, bu uyumdan eser yok. Doktorlar hastaya vakit ayıramıyor, hastalar doktorlara ulaşamıyor ve arada sıkışan sağlık sistemi çırpınıyor.

Bir de işin “doktor egosu” kısmı var. Tüm meslek gruplarında olduğu gibi, sağlık alanında da işini büyük bir özveriyle yapan insanlar var. Onları tenzih ederim. Ama bazı doktorlar var ki, muayene odasına girdiğiniz anda sanki siz değil, onlar size lütufta bulunuyormuş gibi bir hava estiriyor. Hastalar sorularına yanıt alamıyor, bazen sert bir bakışla, bazen de aceleyle yazılmış reçetelerle muayene sona eriyor. Bir insanın sağlığıyla ilgili en temel bilgiye ulaşamaması ne kadar garip, değil mi? Oysa doktor-hasta ilişkisi yalnızca muayene süreciyle sınırlı değil; iletişim, bu ilişkinin temel taşı olmalı. Ama ne yazık ki, devlet hastanelerinde hasta, sadece bir sayıdan ibaret.

Tüm bu karmaşaya ek olarak, MHRS’nin baş belası bir başka gerçekliği daha var: Randevu alıp gelmeyen hastalar. Sistem üzerinden randevu almayı başaranların büyük bir kısmı, muayeneye gitmiyor. Kimileri birden fazla hastaneye randevu alıp hangisine gitmek isterse oraya gidiyor, kimileri ise tamamen unutuyor. Unutkanlık ve plansızlık, sağlık sisteminin belini bükmeye yetiyor. Düşünün, gerçekten ihtiyacı olan biri, randevu bulamadığı için aylarca beklemek zorunda kalırken, başkası randevusuna bile gitmiyor. Sağlık sisteminin bu kadar kırılgan olması, birkaç kişinin dikkatsizliğiyle bile işlerliğini kaybetmesi ne acı.

Devlet hastanelerinde göz muayenesi, başlı başına bir sorunlar yumağı. Bir yanda doktor eksikliği, bir yanda sistemin düzensizliği, diğer yanda bireysel ihmaller… Bir göz muayenesinin bile bu kadar çetrefilli olması, sağlık sistemimizin genel tablosunu görmek açısından yeterli. Hastaların doktorlara ulaşamadığı, doktorların hastalara yetişemediği bir sistem… Ve bu sistemin içinde, göz muayenesi olabilmek için randevu peşinde koşan insanlar…

Peki, bütün bunların sonunda kazanan kim? Hiç kimse. Ama kaybeden çok.

Optisyen M. Volkan KAYA