8 Mart Dünya Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

ABONE OL
Mart 7, 2025 20:31
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde kadına yönelik şiddet, maalesef yıllardır süregelen ve her geçen gün daha da derinleşen bir problem haline gelmiştir. Kadınların yalnızca fiziksel şiddet değil, aynı zamanda psikolojik ve duygusal açıdan da şiddete maruz kalması, bu sorunun toplumsal bir yara olduğunu gözler önüne sermektedir. Kadına yönelik şiddet, bir insanlık suçudur ve bu suçun failleri, toplumu derinden sarsmakta, kadınlarımızı ise korku, umutsuzluk ve çaresizlik içinde bırakmaktadır. Kadınlarımızın eşit haklarla, güvenli yaşam alanlarında ve saygı çerçevesi içerisinde yaşamaları en temel insan haklarından mahrum bırakılması asla kabul edilemez. Ancak, her geçen gün artan şiddet olayları, bir sorunun ne kadar köklü olduğunu gözler önüne sermektedir. Kadın cinayetleri, fiziksel şiddet, cinsel saldırı, psikolojik baskılar… Bunlar, yalnızca fiziksel ya da anlık travmalar yaratmakla kalmaz, aynı zamanda kadınların ruhsal sağlıklarını da kalıcı şekilde etkileyecektir.

Devletin ve toplumun kadına yönelik şiddete karşı etkili bir şekilde mücadele etmemesi, bu sorunun daha da derinleşmesine neden olmaktadır. Kadın cinayetlerinin artışı, boşanma ve ayrılık gibi evlilik içi şiddet sebeplerinin göz ardı edilmesi, yetersiz yasal düzenlemeler ve hukukun işletilmemesi bu sürecin bir parçasıdır. Ancak bu, yalnızca bir hükümet sorunu değil, aynı zamanda bir kültürel yapı bozukluğu sorundur. Toplumun büyük bir kısmı, kadına yönelik şiddet konusunda hala “aile içi mesele” gibi hatalı bir anlayışla hareket etmekte, şiddet gören kadınları toplumdan dışlamaktadır. Kadınlar, bu anlayış nedeniyle sessiz kalmaya zorlanmakta, yardım almakta güçlük çekmektedir. Kadına yönelik şiddet, yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı değildir. Psikolojik, ekonomik ve dijital şiddet de giderek daha fazla yayılmaktadır. Kadınlar, kariyerlerini devam ettirememekte, eğitim almakta zorluk çekmekte ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanamamaktadır. Bu durum, hem kadınların yaşam kalitesini düşürmekte hem de toplumun ilerlemesini engellemektedir. Şiddetin her türlüsüne karşı olan tavır, toplumun her bireyinden beklenen sorumluluk olmalıdır.

Bir kadın, şiddet gördüğü zaman yalnızca cezalandırılması gereken bir kurban değil, aynı zamanda toplumsal vicdanın sesidir. Kadınları korumak ve onları özgür kılmak, sadece yasal önlemlerle değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşümle mümkündür. Kadına şiddet, toplumsal bir hastalıktır ve bu hastalık ancak eğitim, farkındalık ve empati ile tedavi edilebilir. Artık bir şeylerin değişmesi gerektiği aşikârdır. Kadınların korkmadan sokaklarda yürüyebildiği, kendilerini güvende hissettikleri bir Türkiye’yi inşa etme zamanı gelmiştir. Bu ancak tüm toplumun el birliğiyle kadına yönelik şiddetin sonlandırılması için mücadele etmesiyle mümkündür. Kadınların hayatına, onurlarına, bedenlerine saygı gösterilmedikçe bu toplum gerçek anlamda özgürleşmeyecek ve daha sağlıklı bir şekilde var olamayacaktır. Bu sorunun çözülmesi, sadece kadının değil, tüm toplumun meselesidir. Çünkü kadına şiddet, bir insanlık suçudur ve bu suçun önlenmesi, toplumsal bir sorumluluktur. Toplumun her kesiminin bu suç karşısında durması, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için güçlü bir adım olacaktır. Dünyamızı aydınlatan tüm kadınlarımızın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, şiddetin her türlüsünün son bulması temenni ediyorum.

Optisyen: Şahin SIMSIKI

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.