11 Mart 2025 Salı
2 yaşındaki çocuk bir öpücük yüzünden gözünü kaybetti
Migren Hastalığında Optisyenlerin Rolü
Göz Sağlığınızı Tehlikeye Atmayın! Sahte Güneş Gözlükleri Katarakta Yol Açıyor
Gözlükçüler ve Optisyenler: Sağlıkta Önemli Bir Rol
Gözlerde Bahar Alerjisi ve Güneş Gözlüğü Kullanımı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Optik sektöründe çalışan herkesin sıkça duyduğu yaygın bir soru cümlesidir aslında , Gözlük kullanırsam numaram daha mı çok artar? Öyle ki bu şehir efsanesi halk arasında Top 10 listesi yapılsa ilk beste kesin yerini alır. İzmir’ de yaşayan sevdiğim bir arkadaşımla konuşurken onunda kendini bu şehir efsanesine kaptırdığını görünce akıllardaki soru işaretlerini gidermek için bu konuyu bir dillerdir Seren diyerek başladım bu yazıyı yazmaya herkesin gönlüne biz nebze su serper belki umuduyla.
Hemen klasik bir cevap verilebilir bu soruya aslına, hayır gözlük göz diyoptrinizi artırmaz.
Ama bu cevap, tek başına yeterli olmuyor maalesef işin içinde algı meselesi olduğu için olaya daha bilimsel yaklaşmamız gerekir kırma kusuruna bağlı olarak ilerleyen bir diyoptrinin nedenlerini şu şekilde sıralanabilir alt alta…
2020 yılında National Eye İnstitute yapılan bir araştırmaya göre ebeveynlerden birinin miyopi olması halinde çocuğun miyop olma riski %33 iki ebeveynde de miyopi varsa çocukta miyop çıkma riski %50 %60 oranına çıkıyor. Çünkü miyopi özellikle çocukluk ve gençlik döneminde ilerlemeye meyillidir.
Araştırmalar sonucunda 6 – 18 yaş arasında miyopinin her yıl ortalama -0.50 /-1.00 diyoptri arasında ilerleyebileceğini gösterilmektedir.
2)Çevresel faktörler ve dijital ekran dünyasının etkisi
Uzun saatler boyunca yakına odaklanma (akomodasyon) göz yorgunluğunu artırmakla beraber günümüzde en çok karşılaştığımız dijital miyopun ilerlemesine sebep olabilir.
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi gençlerin ve özellikle çocukların günde en az 2 saat açık havada vakit geçirmesi güneş ışığı alması miyop ilerlemesinde yavaşlatıcı etkisi sahip olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
3)Yanlış reçeteli veya halihazırda sizin diyoptrinize uygun olmayan hazır gözlük kullanımı
Yanlış bir reçeteyle üretilmiş gözlükleri veya piyasada işporta diye tabir ettiğimiz aslında sizin diyoptrinizle hiç alakası olmayan gözlük kullanımı göz numaranızın hızlı ilerlemesine neden olur.
Gel gelelim, gözlük takmamak ne gibi sorunlara yol açabilir birazda onu konuşalım.
*Göz yorgunluğu ve baş ağrısı, net göremeyen göz, odaklanmaya çalıştığında olduğundan fazla çalışarak kasları zorlar buda göz yorgunluğu ve baş ağrısını tetikler.
*Göz tembelliği (ambliyopi) riskini ortaya çıkarır. Özellikle çocukluk döneminde kullanılmayan gözlüklerin kalıcı problemlere neden olabileceği kanıtlanmış bir tespittir.
*Düşük akademik ve iş performansı görme kusurlarının ortaya çıkardığı odaklanmama problemi özellikle çocuklarda ders başarısını olumsuz etkileyebilir. İş hayatında ise detayları kaçırmak adına olumsuz bir tablo çizmesine, tatsız sonuçlara neden olabilir.
Peki bilim dünyası bu konuda ne diyor ?
Harvard Medical School:
“Gözlükler yalnızca görmeyi düzeltir, Göz yapısını değiştirmez. Gözlük takmamak, gözleri daha fazla zorlamaya neden olabilir. Ancak görme yetisini kötüleştirmez.” (Harvard Health Publishing)
American Optometric Association (A0A):
‘Gözlüklerin görme bozukluğunu artırdığına dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Aksine, gözlük kullanmamak baş ağrısı, göz yorgunluğu ve odaklanma problemlerine yol açabilir.” (A0A Official Website)
Uluslararası Miyopi Enstitüsü (IMI):
“Çocukluk çağında miyopinin ilerlemesini yavaşlatmak için düzenli gözlük kullanımı önerilir. Miyopi kontrol lensleri ve ortokeratoloji lensleri gibi özel yöntemler de etkili olabilir.” (IMI Report 2023)
Yukarıda okuduğunuz makale alıntılarından da görüldüğü üzere bilim dünyasında gözlük takarsam numaram artar mı ?sorusunun cevabını çok net bir şekilde “HAYIR” olarak yanıtlıyor.
Gözlük takmaya başladığınızda fark etmediğiniz detayları görmeye başlarsınız, önceden hafif bulanık olan yazılar netleşir, tabelalar uzaktan seçilir. Yüzlerdeki en ince detaylar belirginleşir. Sonra biraz algı etkisiyle gözlük olmadan artık daha bulanık görüyorum gözlük numaralarımı artırdı herhalde diye hayıflanmalar başlayabilir. Lakin olay aslında hiçte öyle değildir.
Siz gözlükten öncede aynı şekilde görüyordunuz bulanıktı her şey
Sadece farkında değildiniz gözlük kullanımıyla net görmeye alışınca bulanıklık gözünüze daha çok batmaya başladı.
Demem o ki Azizim .. gözlük takmakla gözünüz bozulmaz. Ama kulaktan duyma yanlış bilgilerle hareket etmek göz sağlığınızı riske artar. O yüzden güzel insan göz doktorun gözlük önerdiyse bunu bir yük olarak görmek yerine hayatını kolaylaştıracak bir medikal malzeme olarak görmen düzenli göz muayenesi yaptırman sana uygun cam ve çerçeveyi bir optik müessesinden ve bir Optisyen tavsiyesiyle alman en mantıklı olanıdır.
Şimdi siz olsanız hangisini seçerdiniz? Bilimsel verilerin gerçekliğine mi inanırdınız, yoksa şehir efsanelerine mi?
Optisyen Seren ÇAKMAK
Ben bir kadınım. Bir anneyim. Bir çalışanım. Kendi ayakları üzerinde duran, mücadele eden, bazen yorulan ama hiç vazgeçmeyen bir kadınım. Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kutlamaların, çiçeklerin, mesajların havada uçuştuğu, “kadın” kelimesinin süslü cümlelere hapsolduğu günlerden biri. Ama ben bugün, çiçeklerle değil, gerçeklerle konuşmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki, her 8 Mart’ta hatırlanan kadınların çoğu, aslında yılın geri kalanında unutuluyor.
Benim anneliğim kutsal sayılır ama milyonlarca küçük kız çocuğu, daha çocukken “anne” olmaya zorlanıyor. Benim çalışıyor olmam gururla karşılanır ama milyonlarca kadın, emeğinin karşılığını alamadan, bazen günlerce aç kalarak, bazen şiddet tehdidiyle sömürülerek çalıştırılıyor. Benim eğitimim bana bir meslek kazandırdı ama birçok kadın, okuma yazma bile bilmeden, kaderine terk ediliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, ülkemizde kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklere kıyasla hâlâ çok düşük. Kadınların büyük bir kısmı, kayıt dışı ve güvencesiz işlerde çalışıyor. Dünya genelinde her yıl 12 milyon kız çocuğu, çocuk yaşta evlendiriliyor. Ve en acısı, kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Sadece 2023 yılındaülkemizde en az 315 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Peki, kaçının adını hatırlıyoruz?
Ben bir kadınım. Anne olduğumda, dünyaya bir can getirdiğim için kutsandım. Ama biliyorum ki, bir kadın sırf anne olmak istemediği için öldürüldü. Çalışan bir kadın olduğumda, ayakta alkışlandım. Ama biliyorum ki, binlerce kadın sırf çalışmak istediği için eve kapatıldı, dövüldü, hor görüldü. Okuyup meslek sahibi olduğumda, takdir edildim. Ama biliyorum ki, nice kız çocuğu sadece “kız” olduğu için okula gönderilmedi.
8 Mart, yalnızca kadınların başarılarını kutladığımız bir gün değil. Aynı zamanda görmezden gelinen, sesi duyulmayan, susturulan kadınları hatırlamamız gereken birgün. Bugün, çiçek almak yerine, o çiçeği eline bile değdiremeyen kadınları düşünme günü. Bugün, süslü sözler söylemek yerine, gerçekleri konuşma günü.
Ben bir kadınım. Anne olduğumda da, çalıştığımda da, tek başıma yürüdüğümde de, kimseye muhtaç olmadan yaşadığımda da, her zaman bir kadınım. Ve biliyorum ki, özgürlüğüm sadece benim için değil, tüm kadınlar için kıymetli. Çünkü hiçbirimiz özgür değilsek, hiçbirimiz gerçekten kutlanacak bir hayata sahip değiliz.
Bu 8 Mart’ta, sadece çiçek vermeyin. Adalet isteyin. Eşitlik isteyin. Kadınların sadece bir gün değil, her gün hatırlandığı bir dünya için mücadele edin. Çünkü kadınlar, sadece bugün değil, her gün var olmayı hak ediyor. Mücadele eden var olan ve var olmaktan her zaman gurur duyan KADIN OLAMANIN HAKLI GURURUNU TÜM HÜCRELERINDE HİSSEDEN bütün KADINLAR adına günümüz kutlu olsun umutların hiç bitmediği daha güzel günlere….
Sessiz Fırtına: Göz Migreni Hakkında
Bazı ağrılar vardır, tahmin edersiniz veya çevrenizde bu ağrıyı kronik olarak yaşayan kişilerden duymuşsunuzdur. Ancak bazıları hiç beklenmedik anda çıkar gelir. İşte göz migreni tam da bu ikinci gruba giren bir fenomendir.
Bazen aniden gözümüzün önünde beliren parlak zikzaklar, ışık patlamaları veya bulanık noktalar bizi şaşırtır. Hatta bu belirtiler, arka vitre ayrılması veya retina yırtılması gibi ciddi göz hastalıklarıyla da karıştırılabilir. Özellikle gözlük kullananlar ve uzun saatler ekrana bakanlar, “Göz diyoptrim mi değişti?” diye endişelenir. Ancak mesele sadece bir diyoptri değişikliği olmayabilir; göz migreni kapımızı çalıyor olabilir.
Göz Migreni Nedir?
Göz migreni, genellikle kısa süreli ama etkileyici görme bozukluklarıyla kendini gösteren bir durumdur. Harvard Medical School’un bir yayınına göre göz migreni, beynin görme merkezi olan oksipital lobunun bir anlık “görmeyi unutması” olarak tanımlanır.
Araştırmalara ve hasta öykülerine göre, bu durum genellikle tek gözde başlar, ancak her iki gözü de etkileyebilir. Görme bozukluğu birkaç dakika ila yarım saat sürebilir. Türk Nöroloji Derneği’nin (2022) yaptığı araştırmaya göre göz migreni, beyindeki kan akışındaki kısa süreli bozukluklar sonucu ortaya çıkar.
Tıbbi literatürde oküler migren olarak da geçen bu durum, belki de modern hayatın bizlere “Dur! Biraz yavaşla! Dünya’ya bu kadar odaklanırken kendini unutma!” deme şeklidir.
Göz Migrenini Ne Tetikliyor?
Göz migreni birdenbire ortaya çıkabilir, ancak bazı tetikleyici faktörler mevcuttur:
Stres ve anksiyete
Uykusuzluk ve yorgunluk
Uzun süre ekrana maruz kalmak
Parlak ışıklar veya güçlü güneş ışığı
Fazla kafein tüketimi
Çikolata ve işlenmiş gıdalar
Altta yatan göz hastalıkları veya dolaşım problemleri
Bazı hastalarda bu faktörlerden biri ya da birkaçı göz migreni atağını tetikleyebilir.
Göz Migreni ile Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?
Göz migreniyle başa çıkmanın birkaç yolu vardır:
Göz migreniniz sık sık tekrarlıyorsa bir göz doktoruna ve nöroloji uzmanına danışın. Altta yatan bir göz hastalığı olup olmadığını kontrol ettirin.
Gözlerimiz, dünyayı algılamamızı sağlayan en değerli hazinemizdir. Onları ihmal etmemek ve verdikleri sinyalleri dikkate almak, hayat kalitemizi artırır. Eğer gözleriniz ara sıra size bu tür oyunlar oynuyorsa, belki de biraz mola vermenin vakti gelmiştir.
Unutmayın, göz sağlığı göz ardı edilecek bir mesele değildir!
Optisyen Seren ÇAKMAK
Optik sektörü denilince akla ilk gelen şey nedir sizce? Şık vitrinler, zarif çerçeveler, net görüş, belki biraz da moda…
Ancak optik sektörünün perde arkası sadece bu kadar düz ve basit değil.
Gözlüklerinden kontak lenslere kadar her bir ürün göründüğünden çok daha fazla karmaşık bir bir hikayeye sahip. İşte tam da burada Ürün Takip Sistemi(ÜTS) devreye giriyor. Üts sektörünün en sessiz ama şu sıralar en etkili kahramanı. Tıpkı satrançtaki şah hamlesi gibi…
Her çerçeve aslında bir hikaye anlatır. Bu hikaye üretim aşamasında raflara, raflardan en son kullanıcıya uzanan bir yolculuktur. İşte bu yolculuğun. izini sürmek için elimizdeki en büyük ipucu Üts’dir.
Peki nedir bu ÜTS?
ÜTS Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından geliştiren ve optik sektörünü de kapsayan bir takip sistemidir. Bu sistem medikal cihazların optik çerçeve ve camların, kontak lenslerin tüketiciye ulaşana kadar olan tüm süreçleri kapsayan ve kayıt altına alınmasını sağlayan bir veri sistemidir.
TİTCK verilerine göre 2024 yılında sadece optik sektöründe 20 milyonun üzerinde ürün ÜTS ‘ye kaydedildi. Bu sektöründeki ürünlerin büyük bir kısmının izlenebilir olduğunu gösteriyor.
Sahte ürünlerin yaratabileceği sağlık risklerini düşündüğümüzde ÜTS ‘in ne kadar önemli bir sistem olduğunu daha iyi anlayabilir. Dünya Sağlık Örgütü(WHO) dünya genelinde satılan medikal cihazların %8-10 urunun sahte olduğunu belirtiyor. Türkiye’de ÜTS sisteminin devreye girmesiyle sahte ürünlerin tespiti ve piyasadan çekilmesi %35 oranından artmıştır.
Bu durum optik sektörünün sadece ticarethane olmadığını halk sağlığını koruma sorumluluğu taşıyan bir sektör olduğunun da altını çiziyor.
Hali hazırda tabi ki bazen her şey güllük gülistanlık değil, sistemle ilgili teknik bilgi eksikliği ve sistem karmaşıklığı zaman zaman sorunlar çıkarıyor. Bu noktada elini taşın altına koymuş mesleğin ileri gelenleri ve bu konuda yardımcı olabilecek kuruluşlara büyük iş düşüyor işletmelere yönelik ara verebilecek eğitimler, işletme dostu ara yüz geliştirilmesi ve sonrasındaki destek hizmetlerinin güçlü olmasında var olan sorunları aşmamızda bizlere kolaylık sağlayacaktır.
ÜTS sadece bir zorunluluk olarak görmek haksızlık olur. Teknik detaylar ve kayıt süreçleri yoğun is temposunda ekstra yük gibi görünse de bu sistem sektörün dönüştürme ve geliştirme gücüne sahip olduğunu da inkar etmemek gerek…
Velhasıl kelam unutmayalım ki! net bir görüş için yalnızca doğru çerçeveyi değil doğru sistemi de tercih etmemiz gerekir. Çünkü hikayesini bildiğimiz bir çerçeve müşterimiz için aksesuar değil, yaşamlarını tamamlayan bir parça haline gelir. Bazen güneşi daha parlak, bazen bir bakışı daha derin gösterir. İşte bu yüzden, seçilen her optik ürün aslında bir hikayeyi tamamlar.
OPTİSYEN SEREN ÇAKMAK
OYUNLA SAĞLIKLI GÖZLER; ÇOCUKLARDA GÖRME GELİŞİMİNİ DESTEKLEYEN EGZERSİZLER
Bir optisyen ve anne olarak çocukların göz sağlığına dair bir çok farklı vakayla karşılaşıyorum. Ancak göz kusurlarıyla başa çıkmanın sadece tedavi yöntemleriyle değil, aynı zamanda eğlenceli ve etkili göz egzersizleriyle desteklenildiğinde iyileşmeye yardımcı olduğunun mümkün olduğunu başta kendi çocuğumda deneyimledim. Çocuklar için oyunlarla harmanlanmış göz egzersizlerinin gelişimlerine nasıl katkı sağladığını bu yazımda ele alacağım.
Çocukların göz sağlığı, gelişim süreçlerinde büyük önem taşır. Görme yetisi onların günlük aktivitelerini, öğrenmelerini ve oyun oynama biçimlerini doğrudan etkiler. Yapılan çalışmalar doğrultusunda dijital ekranların yoğun kullanımın miyop ve hipermetrop sıklığında artışına neden olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin;
1) Singapur’da 2010 yılında yapılan araştırmaya göre 6-12 yaş arası çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, uzun süre ekran başında zaman geçiren çocuklarda refraksiyon kusurları oranının son 10 yıl içerisinde gittikçe daha yükseldiği görülmüştür. (Araştırmacı Oftalmoloji ve Görsel Bilim Eylül 2018)
2)Avrupa miyopi çalışması 2020 yılında çocukların açık havada geçirdikleri zaman ile miyopi riskinin azaldığı tespit edilmiştir.
( https://myopiainstitute.org/)
Uzun süre ekran kullanımı yakın odaklanma süresi, doğal ışık eksikliği, göz kırpma sayısında azalma gibi göz sağlığını etkileyecek ve refraksiyon kusurlarının olumsuz yönde ilerlemesine neden olacak faktörleri ortaya çıkaracaktır.
Evde uygulanacak basit ama oyun ile tasarlanmış birkaç göz egzersizi görme sorunlarını önlemeye veya düzeltmeye yardımcı olmak, görsel odaklanmayı artırmak ve asteponiyi azaltmak amacıyla büyük rol oynar.
Göz egzersizlerinin göz sağlığına olan bazı etkileri;
1) Göz kaslarını güçlendirme; göz kasları, gözün net görmesini sağlamak için sürekli çalışır. Göz egzersizleri bu kasların güçlenmesine ve esnekliğinin korunmasına yardımcı olur.
2) Göz sağlığı sorunlarının önlemesi, göz egzersizleri görme bozukluklarının erken belirtilerini fark etmeye ve tedavi etmeye yardımcı olabilir. Özellikle göz tembelliği (ambliyopi) gibi durumların önlemesinde etkilidir.
3) Koordinasyon ve derinlik algısını iyileştirir. Göz egzersizleri özellikle odaklanma ve izleme becerilerini geliştirebilir. Bu çocukların hareketli nesneleri izlerken ve oyun oynarken daha iyi bir koordinasyon sergilemelerini sağlar.
4) Görme alanın genişletme egzersizler, gözün çevresindeki kasları esnekliğini artırarak görme alanını genişletebilir. Bu özellikle göz kaslarının zayıf olduğu durumlarda faydalıdır.
Çocuklarla beraber uygulanacak bu egzersizler basit hareketler ve gözleri farklı yönlere hareket ettirme, odaklanma alıştırmaları ve göz kapaklarını açma kapama gibi aktiviteler içerir. Çocukların ilgisini çekerek, görme gelişimini destekler. Aşağıda vereceğim birkaç aktiviteyle ebeveynler ve eğitimciler olarak çocuklarımızın göz sağlığına destek olabilirsiniz. Nitekim “Sağlıklı bir görme, mutlu bir çocukluk için temel unsurdur.”
OYUN 1 “UZAKLARA YOLCULUK”
220-20-20 kuralını eğlenceli hale getiren oyunumuz.
Amaç: Çocukların uzun süre ekrana bakmasına engelleyip 20 dakikada bir uzak bir noktaya odaklanmalarını sağlamak.
Malzemeler: Çeşitli renklerde çıkartmalar ,oda içindeki farklı nesneler.(bir oyuncak, duvardaki posterler, pencerenin dışındaki ağaç veya arabalar)
Zamanlayıcı olarak kullanılacak saat veya telefon
Kurallar: Çocuklar ekranda bir oyun oynuyorsa veya kitap okuyorsa bir zamanlayıcı kurulur.(20 dk)
Zamanlayıcı çaldığında çocuk ayağa kalkar ve odadaki yada dışardaki (20 adım uzaklıkta)tarif edilen nesneyi bulmaya odaklanır.
Nesneye odaklanırken ona dair küçük basit ipuçları verilir.(kırmızı renk, oyuncak gibi)
Doğru gözlem yapan çocuk bir puan alır.
Ödül: Belirli bir puana ulaşan çocuğa küçük ödüller veya ekstra oyun süresi verilebilir.
Bu oyun çocuğun göz kaslarını dinlendirmesine hem de çevresine dikkat etmesini sağlar.
OYUN 2 “ YAKIN DETAY HARF VEYA SAYI AVI”
Amaç: Çocukların uzun süre ekrana bakmasına engelleyip 20 dakikada bir yakın bir noktaya odaklanmalarını sağlamak.
Malzemeler: Plastik bir kap, renkli çok sayıda boncuk, farklı harf veya sayı kombinasyonlu boncuk .
Zamanlayıcı olarak kullanacak saat veya telefon
Kurallar: Çocuklar ekranda bir oyun oynuyorsa veya kitap okuyorsa bir zamanlayıcı kurulur.(20 dk)
Zamanlayıcı çaldığında çocuk ayağa kalkar ve boncukların olduğu çalışma masasına oturur.
Kabın içerisindeki harflerden bir söylenir(örneğin A harfi)çocuktan içi boncuk dolu kaseden söylenen harfi veya sayıyı bulması istenir ve çocuğun bulması gereken süre (örneğin 30sn ) söylendikten sonra oyun başlattırılır .
Ödüller: Oyun sonunda harfleri veya sayıları tamamlayan çocuğa en sevdiği bir yiyecekle sürpriz hazırlanabilir.
Yepyeni egzersiz oyunlarında tekrar görüşmek üzere….
Optisyen: SEREN ÇAKMAK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.